Hz. Zeyneb'in (s.a) ibadeti
Tarih kitaplarının naklettiğine göre, Hz. Zeynep (s.a) bir çok dert
çekmesine ve musibet görmesine rağmen, hatta nafile namazlarını bile
terk etmemiştir. Hz. İmam Seccad'ın (a.s) rivayetlerde belirttiğine göre
Hz. Zeynep (s.a) bazı yerlerde şiddetli açlık ve yorgunluktan dolayı
namazlarını oturarak kılmıştır, zira kendi payı olan yiyeceği çocuklar
arasında taksim etmekteydi…[1]
Hz. Zeyneb'e (s.a) ağlamanın sevabı
İmam Sadık (aleyhi selam) şöyle buyurmuştur:
"Kim
kardeşinin dert ortağı olan halam Zeyneb'in (s.a) musibetine ağlarsa ve
bizim zikrimizin anıldığı meclisler teşkil eder, dinler veya ağlarsa
eğer bir sineğin kanadı kadar bu musibet için gözü ıslanırsa Allah onu
bağışlar. İşte Hz. Zeyneb'in (s.a) musibeti için ağlamanın sevabı
budur.”[2]
Hz. Zeyneb'in Sabrı
Kerbela çölünde yaşanan olaylar Hz. Zeynep (s.a) için oldukça zor geçmişti:
1.
Hz. Zeynep (s.a) için çok zor geçen olaylardan biri, Hz. Ali Ekber'in
(a.s) öldürülme anıydı. Hz. Zeynep (s.a) bu esnada yüksek sesle
bağırarak şöyle diyordu:
"Ya habiba vebne eha!” (Ey kardeşimin oğlu
habibim!) ona doğru hızla koşarken yere düştü. İmam Hüseyin (a.s) onu
tutarak kaldırdıktan sonra çadırlara gönderdi ve şöyle buyurdu:
"Ey
Haşim oğullarının gençleri! Kardeşiniz Ali Ekber'in naşını çadırlara
götürün… Hz. Zeynep (s.a) bu sırada çadırdan dışarı çıktı. Gözü Hz. Ali
Ekber'e (a.s) ilişince aşırı derecede ağlayarak perişan bir vaziyette
şöyle feryat etmeye başladı:
"Ey Ali Ekber'im! Keşke kör olsaydım da seni bu halde kanlara boyanmış olarak görmeseydim." [3]
2.
Hz. Zeyneb'in (s.a) bitap olmasına sebep olan olaylardan bir tanesi de
İmam Hüseyin'in (a.s) gençlerin şehit edildiği yere bakarak yardım
istemesiydi. O esnada kadınlarının ağlama sesleri yükseldi. İmam Hüseyin
(a.s) çadırların arkasına gelerek şöyle buyurdu:
"Bacım Zeyneb! Süt emen çocuğumu getir onunla vedalaşayım…"
3.
Hz. Zeyneb'e (s.a) ağır gelen olaylardan bir tanesi de Hz. Hüseyin'in
(a.s) kadınların ve çocukların olduğu çadırlara baktığında şiddetli
hasta olan Hz. Zeynel Abidin'den (a.s) başka bir erkeğin kalmadığını
görerek şöyle seslenmesiydi:
"Ey Zeynep, Ey çmmü Gülsüm!... Aleykunne minni selam” (benden size selam olsun) yani Allah ısmarladık ben de gidiyorum.
4.
Hz. Zeyneb'e (s.a) en ağır gelen olay hiç şüphesiz, imam Hüseyin'in
(a.s) atından düşerek mübarek yüzünü yere değdiği andı. Hz. Zeynep (s.a)
çadırların önünde durduğu sırada bu yürekleri parçalayan olaya tanıklık
etmişti. O anda yüksek sesle şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Sizin içinizde bir tane bile Müslüman yok mu?"
Hz.
Zeynep (s.a) bir tepeye çıkarak imam Hüseyin'in (a.s) tek başına, yar
ve yardımcısız olarak yerde olduğunu, mızrak, kılıç ve hançerlerle ona
vurduklarını gördü. [4]
[1] - Zeyneb-i Kubra, s. 90
[2] - Zeyneb-i Kubra, s. 104
[3] - Keşfu'l- Gumme, s. 186 ve şeblenci'nin Nuru'l Ebsar kitabı, s. 135
[4] - Zeyneb-i Kubra, s. 132